soru

benim uzak diyarların birinde bir evim vardı
evim olduğunu bilmez
hiçbir zaman beni sormaz, ardına bile bakmaz
duygularımla ilk tanıştığım
ve aynı duyguların ilk lekesini aldığı yerde
küçük bir kız vardı, henüz küçücük bir kız. 
evrensel bir merakla bir şeyler öğrenirken
evrensel bir şeref yoksunluğu ile
merak etmediği tarzda şeyler öğretilen.
   benim bir çocukluğum vardı 
   benim bir çocukluğum yoktu 
   bu kimse için değil 
   bu benim için ucu açık bir soruydu.

benim uzak diyarlarda kalp atışlarım
yaşama ve sevgiye olan inancım 
ve de gözümüzün feri denilen, 
asıl adı - çok muhtemel "ümit" - olan 
varlığına tanıklık edemediğim 
hiçbir acıma olmaksızın sol göğsümden sökülen
duygularımın ilk tohumları vardı
gelecek diye beklediğim bir "gelecek"
hasret kaldığım dostluklar vardı 
yitirdim hepsini, çaldırdım, katledildiler 
belki de o gün asıl katliam 
benim ruhumdu.
   benim bir gençliğim vardı
   benim bir gençliğim yoktu 
   bu kimse için değil 
   bu benim için ucu açık bir soruydu 

ben büyüdüm, muhtaç olduğum birkaç sayfa yazıyla
büyüdüm, yazdığım üç beş mısrayla 
önümde fikirlerim, ilhamlarım, hayallerim
hepsi dağınık, masamda duruyor
önümde gençliğim, çocukluğum 
bana acınası bir ümitle bakıyor 
ve bir garip cesaretim var ki 
- ne varsa onda var işte, git desem gitmiyor -
işte beni bugün o ayakta tutuyor 
bir garip de sevgi var içimde 
insanlığa değil, haşa 
içimde bir sevgi var, 
- şu an parmaklarımdan dökülüyor -
benim bir benliğim var ki sormayın,
ben düşmek istesem de 
sol göğsümdeki boşluğun kökünden 
canlanıp beni diriltiyor. 
   benim mutluluklarım vardı
   benim mutluluklarım yoktu 
   bu kimse için değil 
   bu benim için - her saniye - 
   önemli bir soruydu.






Comments

Popular posts from this blog

uçurumun kenarında

turgut uyar ve palyaço ile söyleşi

yok