Posts

Showing posts from September 20, 2018

uçurumun kenarında

vakti gelmiş bir özgürlüğü tam da uçurumdan atlamışken bileğinden kavramış bulunmaktaydım. rüzgarın uğultusu kulaklarımda - gürültülü bir orkestra - çello muydu neydi bu ya da üflemeli bir çalgı mıydı ama ölümün sesi olsaydı, bu olurdu. uğulduyordu rüzgar. velhasıl kelam, ellerim oldukça kaygandı - ve özgürlük de epeyce ağır - özgürlük senden, benden ağır! tutsak çocuklara daha ağır ve geleceğine koşarken vurulmuş şiddet mağduru bir kadına büyük bir yüktü. bileğinden yakaladım onu  - kıskıvrak - özgürlüğü yakaladım anlıyor musunuz, bileğinden. bir adam, güzel bir kadına uçurumun kenarında zorla sahip olmak istedi. ben de aşağıya ittim onu ittim, acımadım. hem de ayağımla ittim tekme attım ona! düştü, gözlerimin önünde aşağıya düştü! uçarken havalanamadı ben havalanır sanmıştım oysaki, ama düşürdüm onu. düştü yani, öldü anlıyor musunuz? ben yine de yakalamıştım özgürlüğü, bileğinden, yakalamıştım onu. yaşlı bir amca belirdi uçurumun kenarınd...