sofradaki kaşık

Herkes kendi çöplüğünde,
Kendi cehenneminde,
Boğulmaya mahkummuş bu hayatta.
Yıllarımdan kalan artıklar
Boğazıma kadar geldiğinde anladım.
Bir karga uçtu şimdi önümden
Ölüm haykırışı gibi yankılandı sesi kulaklarımda
Senin sesin miydi yoksa...
- mümkün -
Ağaçların dallarından gelen katliam sesleri
Ve uğuldayan rüzgarın
Boğazımı ince ince kesişi...
- sevgiyle çakıyor ama şimşekler -
Bak!
Karanlığı şerit şerit aydınlatan bir ışık
Gözlerimin önüne gelen bu karmaşık
Geçmişimi yarıyor tam ortasından
Binlerce parçaya.
Çevremdeki her evin sofrasında eskimiş bir kaşık
Yanlarına gelecek yemeği
Ulaştırmayı bekliyor sahibine,
Bıkmış bir şekilde.
Ne kıpırdayabiliyor yerinden
Ne duyuları var
Ne de ne yaptığının farkında...
Göz kapaklarımdaki bu yoğun ağrı
Ve bitkinlik...
Kaşık ve ben, bakışıyoruz şimdilik.


Comments

Popular posts from this blog

uçurumun kenarında

turgut uyar ve palyaço ile söyleşi

yok